16 Mayıs 2011 Pazartesi

Bugünü Yarınlarda Aramak

İnsanın bilmediği bir duyguyu zamansız yaşaması çok zor ve aci verici bir durumdur. Zor çünkü o an hem fiziken hemde psikolojik olaram o ambians a hazırsındır. Hiç hazır olmadıgın bir anda gelen soru gibidir bu duygu karmaşası. Ne diyeceğini nasıl cevap vereceğini nasıl tepki vereceğini bilemezsin. Yaşarsın.. Mecburen..

Mecburen çünkü insan o duygunun açlığı ile kavrulur yaşayamadığı için. Hep onu diler hayattan. Hep onu özler. Onsekiz yaşında yaşayamadığı birşeyin özlemini duyan insanın bu hasretin Otuz yaşında sona erdiğinde hissettiği duygu karmaşasını tahmin edebilirmisiniz? Bu çok acı..

Bu kimi zaman sevgidir kimi zaman üzüntü kimi zaman gözyaşı kimi zaman kahkaha kimi zaman söylenmemiş bir söz kimi zaman bir nesnenin kullanımı. Bu konu için değişik değişik yüzlerce  söz kullanılabilir  kimi zaman ile başlayan cümlelerde.

Düşünsenize beş yaşındaki çocuk bisiklet özlemini çeşitli sorunlardan dolayı ekonomik özgürlüğüne kavuştuğu günlerde giderirs  otuzlu yaşlarda bisiklete binme ihtiyacı duyar. Ertelemeyemez onu. Kaçamaz asla.. Veya onsekiz yaşında aşık olamamış bir insanı düşünün. Tüm gizemli yolculuktan yoksun. Milyonlarca varyasyon düşünür beyninde Nato profesörlerine taş çıkarırcasına. Ve o eksiklik onda öyle bir biz bırakırki. Hiç ummadığı anda belki kırk belki elli belki altmış yaşında pat diye çıkar karşısına. Hayır diyemez. Ve asla kaçamaz.. O anı ona kim yaşatırsa dünya ile eş tutar o insanı. Çünkü o insan  olması gereken zamanında yaşamayadıklarını yaşatır ona.. Ne demiş şair"Lavları damıtılmış bir volkan. Uzak deriz zaman. Maviler daha uzak. Geceler daha uzak gündüzden.. Yani.... Uzakta olsa hayat.. Sıra bir aşka geldiğinde Bölünmelidir ta orta yerinden Şaak diye yürek...

Birçok örnek verilebilir bunun için ama en çok görüleni ilişkilerde olanlardır. Esasında bence bu duygu karmaşasının gerçek adı "Bugünü Yarınlarda aramak" olmalı. Çünkü İnsan bugün yaşayamadıgını. Hiç anlam  veremediği bir zamanda yaşamak zorunda kalıyor. Ve o anı yaşadığında asıl yaşaması gerektiği yaşa ve formata bürünmek zorunda kalıyor. Bir örnek daha.. Büyük konserlere gidip sanki büyüleyici ambiansı at gözülüğü takmış gibi izleyenleri görmüşsünüzdür mutlaka. Diğer yanda ise onla aynı yaşta ama çılgınlar gibi eğlenenler vardır. İşte o konsere hiç tepki vermeden sadece sessizce izleyen kişi emin olun ki on yıl sonra herhangi bir şekilde aynı konser salonunda aynı yerde çılgınlar gibi eğlenecektir. Mecbur çünkü. Ayıplayan çok kesim olsa bile kaçamaz o arzusundan. Fakat o konserde on yıl önce  çılgınlar gibi eğlenenlerden birçoğu bambaşka yerlerde o anki yaşı yaşıyorlar. Yani ipin ucu bir kez kaçtı mı tutulması çok zor oluyor.

Bu güzel günleri yarınlarda kovalamamak için hadi siz gelin şimdiden tutun o ipin ucunu ve kendinizi hayatın akışına bırakın. Zamanla o ipe hakim olmayıda öğreneceksiniz. İşte o zaman gerçekten herşey rayında demektir.. Tüm güzel günler sizinle olsun....